YERİ DOLDURULAMAZ BİR HOCANIN ARDINDAN
2002 yılının son aylarıydı onu ilk
gördüğüm de… Şimdi yerinde yeller esen Altay stadının yanında ki tiyatro bölüm
binamızda hocamız Prof.Dr. Hülya Nutku’nun odasında yüksek lisans dersini
bitirmiş sohbet ediyorduk.
Ama ilk tanışmamız yıllar öncesine
dayanır. Henüz ilkokulda öğrenciyken bir arkadaşımın doğum günümde aldığı Zeynep’in Tiyatro Kitabı adlı eseri ile…
Tiyatroyla ilgili ilk okuduğum ve çok beğenip o yaşlarda arkadaşlarıma da
okuttuğum bir kitapdı bu. Kaderin güzel bir cilvesi, yıllar sonra doktorada
sınıf arkadaşım oldu Zeynep… Kimden
bahsettiğim elbette anlaşılmıştır. Yeri doldurulamaz hocaların hocası Prof.Dr. Özdemir
Nutku…
Evet ilk kez yükseklisans dersinde karşılaştık. Yüksek lisans dersini az sayıda olduğumuz için hocalarımızın odasında yapardık. O gün ders sonunda Özdemir Hoca geldi ve ben ilk kez gördüm onu. Bir heyecan da olmadı desem yalan olur. Hocaların hocası onlarca kitap yazmış, tiyatro bölümü lisans eğitimimizde kitapları ders olarak okutulan o dünyaca ünlü tiyatro ve bilim insanı karşımdaydı. Hülya hocamız bizleri tanıştırdı. Mutluluk, heyecan ve tedirginlik karışımı bir duygu içerisindeydim ama çok sürmedi bu karışık duygum. Özdemir Hoca o samimi, babacan sohbetiyle ve mütevazi kişiliğiyle sohbetimize katıldı. Sohbet dediysem öyle sıradan bir sohbet değil, her cümlesinde yeni bir şeyler öğrendiğimiz keyifli bir dersti bu.
Karşımızda canlı bir ansiklopedi ya da bir başka deyişle hareket eden bir
kütüphane vardı. Oyunlardan, yazarlardan, akımlardan konuşuyorduk. Aynı zamanda
karşımızda bir tarih duruyordu. Geçmişten örnekler vererek bugünü anlatıyor, bizleri
dinliyor, söylediklerimizde haklılık payları bulup bizi cesaretlendiriyordu.
Kitaplar kaynaklar öneriyordu. Bir ara ben not alırken ne yazdığımı sordu bende
“bahsettiğiniz kitabı not aldım unutmayım
bir an önce satın alayım diye” dedim. “satın
almana gerek yok bende var getiririm” dedi… Umarım o an şaşkınlığımı
gizleyebilmişimdir. Prof.Dr. Özdemir Nutku ilk kez gördüğü bir öğrenciye
kütüphanesinden kitabı getireceğini söylüyordu –ki ertesi günde getirdi… İşte o kadar paylaşımcı ve mütevazi bir
insandı Özdemir Hoca… Aslında çok basit
gibi görünen bu olay bence çok değerli ve önemlidir. Kibir kulelerinde
yaşayanların çağında, bu kadar alçak gönüllü bir hoca, hocaların hocasıydı
Özdemir Nutku… Sadece bilgisi öğretisi
değil, yaşama bakışı ile de dokunduğu herkese örnek oldu her zaman…
Hoca hayatı boyunca 66’sı telif, 61’i çeviri, 4’ü şiir, 16’sı oyun
ve uyarlama, 2’si senaryo, 1’i çocuk, 150 kitaba imza atmıştır. 1800’ün
üzerinde çalışmanın sahibi, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi kurucusu ve eski dekanı, birçok
uluslararası kongrede ülkemizi temsil eden, onlarca ödülün
sahibi, 60’ın üzerinde oyun sahneleyen, Türk ve dünya
tiyatrosuna eserleri, söyleşileri, konferansları ile sayısız katkıda bulunan, Dünyaca
tanınmış, hocamız, hocaların hocası, tiyatro duayeni, bilim insanı, sanat
emekçisi, Özdemir Nutku… Onu, o çok sevdiği ve her zaman
izinde olduğunu söylediği Atamızın ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 2019 günü
sonsuzluğa uğurladık.
Özdemir Hocamız, tiyatro sanatına olan
katkıları, emekleri ve eserleri ile her zaman aramızda olmaya devam edecektir.
Polat
İNANGÜL