"Değerli şair Ahmed Arif'in oğlu Heykeltraş Filinta Önal'ın basın(!) da önemli bulunmayan basın açıklaması"
Sanatçı dostumuzun eserine yapılan alçak saldırıyı kınıyoruz.
"Merhaba dostlar,
Size Ankara’nın orta yerinde yok edilen bir heykelimle ilgili acımı aktarmak istiyorum.
Dönemin Venezüella’da ki Türkiye Büyükelçisi yanılmıyorsam 2002 yada 2003 yıllarında Venezüella’nın başkenti Karakas’a bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün bir anıt heykelinin yaptırılması için diplomatik girişimlerde bulunur.Sayın büyükelçi Atatürk’ü Venezüella’lılara tanıtır sevdirir ve mermer bir kaide üzerinde bronz döküm bir Atatürk heykelini diktirir.Başkentin müstesna bir yerinde yer alan tertemiz bir park içerisinde,etrafı çiçeklerle çevrili ve bakımlı bir şekilde Ataürk Heykeli durmaktadır.Gerek olursa fotoğraflarını Venezüelle Büyükelçiliğinden edinilebilir.
Bu gelişme üzerine diplomatik bir eşitlik ve karşılık anlamında Venezüella’nın Türkiye Büyükelçisi benzeri bir çalışmaya başlar.Dışişlerinden gerekli destek alınır ve İspanyol Amerika’sının bağımsızlık savaşını başlatan General Francisco de Miranda’nın ve savaşı kazanan kurtarıcı Simon Bolivar’ın anıtlarının yapılması için girişimlerde bulunur.
Bilindiği gibi başkent Ankara’da Çankaya ilçesi sınırları içerisinde Simon Bolivar Bulvarı vardır. Tıpkı Venezüella’da Atatürk Bulvarı olduğu gibi.Yalnız bulvarlar ve üzerlerindeki parklar ilçe belediyelerine değil de Büyükşehir belediyesine bağlı olduğu için Büyükşehir belediyesinin yer göstermesi gerekmektedir. Büyükelçi yaklaşık iki yıla yakın bir süre Büyükşehir belediyesinden konuyu görüşmek için randevu bile alamaz.
Bunun üzerine bir eser bırakmak isteyen büyükelçiye elçiliğinde içinde bulunduğu Çankaya Belediyesi tarafından çeşitli parklar gösterilerek beğendiğine heykeli yerleştirmesi iletilir. Sonuçta Konrad Adenaur Caddesi üzerinde bir parka Simon Bolivar heykeli Heykeltraş Filinta Önal tarafından dikilir.Heykel Venezüella’daki Ataürk heykeliyle aynı yükseklikte ve aynı renk mermer kaidenin üzerinde tam anlamıyla eşit boyutlardadır.Ancak 2005 yazında montajı yapılan heykelin elindeki kılıç iki kez kırılmış, sanatçı tarafından onarılmıştır.Ayrıca sayısız kereler kaidenin üzerindeki açıklama ve tanıtıcı bilgileri içeren metal levhalar tahrip edilerek tekrar tekrar onarılmıştır.(tahribat ilginçtir açıklayıcı bilgi tabelalarının üzerindeki Atatürk Cumhuriyet ve Çankaya kelimelerinin üstü kazınarak tahrip edilmekteydi)
Bunun üzerine 2006 yılında Çankaya ilçesi Birlik mahallesi 8.cadde üzerinde yer alan bir parka da Simon Bolivar’ın hocası ve İspanyol Amerikası’nın bağımsızlık savaşını başlatan ve 1786’da İzmir’den karaya çıkarak Osmanlı İmparatorluğu’ndanLatin Amerika’nın bağımsızlık savaşını başlatmak için diplomatik destek isteyip alarak dönen ve bağımsızlık savaşını başlatan asker diplomat General Francisco de Miranda’nın bir heykeli ve altında da İzmir’e Osmanlı denizcileri tarafından karşılanmasını anlatan rölyefini içeren anıt Heykeltraş Filinta Önal tarafından dikilir.Bu heykel de defalarca çeşitli boyalarla boyanarak kirletilmiş ve sanatçı tarafından onarılmıştır.Bu heykelin de açıklayıcı ve tanıtıcı bilgiler içeren tabelaları tahrip edilmiş,onarılmış tekrar tahrip edilmiştir.Üzerinde defalarca tükürükler ve hatta balgamlar süzülen heykelin temizliği ne belediyenin ne de parktaki bekçilerin dikkatini çekmemiştir!En sonunda 26 Ocak 2008günü bronz döküm heykelin kaidesinden zorlanarak söküldüğü sanatçı tarafından fark edilerek elçiliğe bildirilmiştir. Birkaç kişinin zorlamasıyla zor sökülebilmesi mümkün olmayan heykelin kayboluşu ile ilgili olarak sanatçının aradığı hiçbir televizyon ve gazete olay yerine gelmemiş,konuyla ilgilenmemiş ve bu ilgisizlik sanatçıyı kahretmiştir.
Heykelin onarımı sırasında parka gelen bir grup genç bu yabancının heykelinin burada ne aradığını sorarak onarımı yapan heykeltraş Filinta Önal’ı taciz etmeye başlamışlardır. Bu işin diplomatik bir karşılık olduğunu açıklayan sanatçı Venezüella’da da bizim kahramanımızın olduğunu söylemesi üzerine kahramanın kim olduğunu soran gençlere Atatürk olduğunu söylediğinde gençlerin tavrı gittikçe agresifleşerek o da bir şey mi bizde başka kahraman mı yok o kim gibisinden tehditkar tavırlarla karşılaşmıştır. Kahramanlarla dolu bir tarihin çocukları olduklarını düşünenler heykelleri tahrip ederek kahramanlara layık torunlar olduklarını mı sanıyorlar. Ne yazık değil mi?
Heykele tükürmeyi öğrenenler artık heykelleri ve onları yapanları da yok etmeye başlamışlardır. Daha da acı olan sanata tükürenlerin artık sanatı yok etmeye başladıkları bir süreçte medyanın ve aydınların buna duyarsız kalması ve bu konuyu duyurmaya bile çalışmamasıdır.
Heykeline tükürülen ağabeyim Mehmet Aksoy usta sesini duyurdu ve hesabını sordu.
Fazıl Say doğru ya da yanlış sesini bir şekilde duyurdu.Kim duydu kim ne anladı ya da ne düşündü bilemem ama başkentin ortasında yüzlerce kilo ağırlığında bir heykel kayboluyor ve aradığım hiçbir medya kuruluşu gelip ilgilenmiyor.Artık sesimizi duymuyorlar.
Sanırım neden bir şeylerin hep yanlış olduğunun ve asla düzelmeyeceğinin yanıtı burada."
Filinta ÖNAL
Heykeltraş
0532 345 03 32 - filinta72@hotmail.com
26.01.2008 - Ankara
Size Ankara’nın orta yerinde yok edilen bir heykelimle ilgili acımı aktarmak istiyorum.
Dönemin Venezüella’da ki Türkiye Büyükelçisi yanılmıyorsam 2002 yada 2003 yıllarında Venezüella’nın başkenti Karakas’a bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün bir anıt heykelinin yaptırılması için diplomatik girişimlerde bulunur.Sayın büyükelçi Atatürk’ü Venezüella’lılara tanıtır sevdirir ve mermer bir kaide üzerinde bronz döküm bir Atatürk heykelini diktirir.Başkentin müstesna bir yerinde yer alan tertemiz bir park içerisinde,etrafı çiçeklerle çevrili ve bakımlı bir şekilde Ataürk Heykeli durmaktadır.Gerek olursa fotoğraflarını Venezüelle Büyükelçiliğinden edinilebilir.
Bu gelişme üzerine diplomatik bir eşitlik ve karşılık anlamında Venezüella’nın Türkiye Büyükelçisi benzeri bir çalışmaya başlar.Dışişlerinden gerekli destek alınır ve İspanyol Amerika’sının bağımsızlık savaşını başlatan General Francisco de Miranda’nın ve savaşı kazanan kurtarıcı Simon Bolivar’ın anıtlarının yapılması için girişimlerde bulunur.
Bilindiği gibi başkent Ankara’da Çankaya ilçesi sınırları içerisinde Simon Bolivar Bulvarı vardır. Tıpkı Venezüella’da Atatürk Bulvarı olduğu gibi.Yalnız bulvarlar ve üzerlerindeki parklar ilçe belediyelerine değil de Büyükşehir belediyesine bağlı olduğu için Büyükşehir belediyesinin yer göstermesi gerekmektedir. Büyükelçi yaklaşık iki yıla yakın bir süre Büyükşehir belediyesinden konuyu görüşmek için randevu bile alamaz.
Bunun üzerine bir eser bırakmak isteyen büyükelçiye elçiliğinde içinde bulunduğu Çankaya Belediyesi tarafından çeşitli parklar gösterilerek beğendiğine heykeli yerleştirmesi iletilir. Sonuçta Konrad Adenaur Caddesi üzerinde bir parka Simon Bolivar heykeli Heykeltraş Filinta Önal tarafından dikilir.Heykel Venezüella’daki Ataürk heykeliyle aynı yükseklikte ve aynı renk mermer kaidenin üzerinde tam anlamıyla eşit boyutlardadır.Ancak 2005 yazında montajı yapılan heykelin elindeki kılıç iki kez kırılmış, sanatçı tarafından onarılmıştır.Ayrıca sayısız kereler kaidenin üzerindeki açıklama ve tanıtıcı bilgileri içeren metal levhalar tahrip edilerek tekrar tekrar onarılmıştır.(tahribat ilginçtir açıklayıcı bilgi tabelalarının üzerindeki Atatürk Cumhuriyet ve Çankaya kelimelerinin üstü kazınarak tahrip edilmekteydi)
Bunun üzerine 2006 yılında Çankaya ilçesi Birlik mahallesi 8.cadde üzerinde yer alan bir parka da Simon Bolivar’ın hocası ve İspanyol Amerikası’nın bağımsızlık savaşını başlatan ve 1786’da İzmir’den karaya çıkarak Osmanlı İmparatorluğu’ndanLatin Amerika’nın bağımsızlık savaşını başlatmak için diplomatik destek isteyip alarak dönen ve bağımsızlık savaşını başlatan asker diplomat General Francisco de Miranda’nın bir heykeli ve altında da İzmir’e Osmanlı denizcileri tarafından karşılanmasını anlatan rölyefini içeren anıt Heykeltraş Filinta Önal tarafından dikilir.Bu heykel de defalarca çeşitli boyalarla boyanarak kirletilmiş ve sanatçı tarafından onarılmıştır.Bu heykelin de açıklayıcı ve tanıtıcı bilgiler içeren tabelaları tahrip edilmiş,onarılmış tekrar tahrip edilmiştir.Üzerinde defalarca tükürükler ve hatta balgamlar süzülen heykelin temizliği ne belediyenin ne de parktaki bekçilerin dikkatini çekmemiştir!En sonunda 26 Ocak 2008günü bronz döküm heykelin kaidesinden zorlanarak söküldüğü sanatçı tarafından fark edilerek elçiliğe bildirilmiştir. Birkaç kişinin zorlamasıyla zor sökülebilmesi mümkün olmayan heykelin kayboluşu ile ilgili olarak sanatçının aradığı hiçbir televizyon ve gazete olay yerine gelmemiş,konuyla ilgilenmemiş ve bu ilgisizlik sanatçıyı kahretmiştir.
Heykelin onarımı sırasında parka gelen bir grup genç bu yabancının heykelinin burada ne aradığını sorarak onarımı yapan heykeltraş Filinta Önal’ı taciz etmeye başlamışlardır. Bu işin diplomatik bir karşılık olduğunu açıklayan sanatçı Venezüella’da da bizim kahramanımızın olduğunu söylemesi üzerine kahramanın kim olduğunu soran gençlere Atatürk olduğunu söylediğinde gençlerin tavrı gittikçe agresifleşerek o da bir şey mi bizde başka kahraman mı yok o kim gibisinden tehditkar tavırlarla karşılaşmıştır. Kahramanlarla dolu bir tarihin çocukları olduklarını düşünenler heykelleri tahrip ederek kahramanlara layık torunlar olduklarını mı sanıyorlar. Ne yazık değil mi?
Heykele tükürmeyi öğrenenler artık heykelleri ve onları yapanları da yok etmeye başlamışlardır. Daha da acı olan sanata tükürenlerin artık sanatı yok etmeye başladıkları bir süreçte medyanın ve aydınların buna duyarsız kalması ve bu konuyu duyurmaya bile çalışmamasıdır.
Heykeline tükürülen ağabeyim Mehmet Aksoy usta sesini duyurdu ve hesabını sordu.
Fazıl Say doğru ya da yanlış sesini bir şekilde duyurdu.Kim duydu kim ne anladı ya da ne düşündü bilemem ama başkentin ortasında yüzlerce kilo ağırlığında bir heykel kayboluyor ve aradığım hiçbir medya kuruluşu gelip ilgilenmiyor.Artık sesimizi duymuyorlar.
Sanırım neden bir şeylerin hep yanlış olduğunun ve asla düzelmeyeceğinin yanıtı burada."
Filinta ÖNAL
Heykeltraş
0532 345 03 32 - filinta72@hotmail.com
26.01.2008 - Ankara
(sürecin devamı için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız)